بِسْمِ ٱللَّهِ ٱلرَّحْمَٰنِ ٱلرَّحِيمِ

إِنَّمَا تُوعَدُونَ لَصَادِقٌ ٥

(1-6) Tozutup savuranlara, ağırlık taşıyanlara, kolaylıkla akanlara, iş bölüştürenlere andolsun ki, size vaad olunan şey elbette doğrudur. Hesap ve ceza mutlaka gerçekleşecektir.

– Diyanet İşleri

وَإِنَّ ٱلدِّينَ لَوَٰقِعٌ ٦

(1-6) Tozutup savuranlara, ağırlık taşıyanlara, kolaylıkla akanlara, iş bölüştürenlere andolsun ki, size vaad olunan şey elbette doğrudur. Hesap ve ceza mutlaka gerçekleşecektir.

– Diyanet İşleri

وَٱلسَّمَآءِ ذَاتِ ٱلْحُبُكِ ٧

(7-8) Yollara (yıldızların dolaştığı yörüngelere) sahip göğe andolsun ki, muhakkak siz, (peygamber hakkında) çelişkili sözler söylüyorsunuz.

– Diyanet İşleri

إِنَّكُمْ لَفِى قَوْلٍ مُّخْتَلِفٍ ٨

(7-8) Yollara (yıldızların dolaştığı yörüngelere) sahip göğe andolsun ki, muhakkak siz, (peygamber hakkında) çelişkili sözler söylüyorsunuz.

– Diyanet İşleri

يُؤْفَكُ عَنْهُ مَنْ أُفِكَ ٩

Ondan (Peygamber’den) çevrilen çevrilir.

– Diyanet İşleri

قُتِلَ ٱلْخَرَّٰصُونَ ١٠

(10-11) Cehalet içinde gaflete dalmış olan (ve “Muhammed şairdir, delidir” diyen) yalancılar kahrolsun!

– Diyanet İşleri

ٱلَّذِينَ هُمْ فِى غَمْرَةٍ سَاهُونَ ١١

(10-11) Cehalet içinde gaflete dalmış olan (ve “Muhammed şairdir, delidir” diyen) yalancılar kahrolsun!

– Diyanet İşleri

يَسْـَٔلُونَ أَيَّانَ يَوْمُ ٱلدِّينِ ١٢

“Ceza günü ne zaman?” diye sorarlar.

– Diyanet İşleri

يَوْمَ هُمْ عَلَى ٱلنَّارِ يُفْتَنُونَ ١٣

(13-14) Ateş üzerinde azaba uğratılacakları gün (görevli melekler onlara şöyle der): “Azabınızı tadın! İşte acele isteyip durduğunuz şey budur.”

– Diyanet İşleri

ذُوقُواْ فِتْنَتَكُمْ هَٰذَا ٱلَّذِى كُنتُم بِهِۦ تَسْتَعْجِلُونَ ١٤

(13-14) Ateş üzerinde azaba uğratılacakları gün (görevli melekler onlara şöyle der): “Azabınızı tadın! İşte acele isteyip durduğunuz şey budur.”

– Diyanet İşleri

إِنَّ ٱلْمُتَّقِينَ فِى جَنَّٰتٍ وَعُيُونٍ ١٥

(15-16) Şüphesiz Allah’a karşı gelmekten sakınanlar, Rablerinin kendilerine verdiği şeyleri alarak cennetlerde ve pınar başlarında bulunurlar. Şüphesiz onlar bundan önce iyilik yapan kimselerdi.

– Diyanet İşleri

AYARLAR
Okuyucu